Peki siz hiç ölmeyeceginizi mi zannediyorsunuz?
Bu dünyaya çivi çakacaginizi, geçmis zaman erenleri gibi 600 sene yasayacaginizi, daha
ömrünüzün onda birlik kismini doldurmadiginizi mi saniyorsunuz?
Yoksa bizim bilmedigimiz birtakim anlasmalariniz, alinmis senetleriniz, tarafiniza verilen
bazi vade garantileri mi var cebinizde?
Öbür tarafa giderken yaninizda ne götüreceksiniz ki?
Hesaba çekileceginizden, yaptiklarinizin fitil fitil burnunuzdan getirileceginden de mi
haberiniz yok?
Siz ‘’kul hakki’’ kavraminin anlattiklarini,tasidigi anlami,ifade ettigi içerigi unutali ne kadar
oldu?
Oysa bundan 15 sene evvel,evimize gelerek, kahvelere girerek,pesimizden ayrilmayarak
günler ve geceler boyu dile getirdiginiz ‘’bunlar kul hakki yerler, biz onlara benzemeyiz’’
laflari da mi yalandi?
Yalandan söz açilmisken; gerçekten, gerçekler gün gibi ortadayken; ‘’aynada gördügünüz
aksiniz’’den hiç mi utanmazsiniz?
Tarih…
Çevrenizde; size geçmis zamanlari, yasayanlari-yasananlari hatirlatacak tek bir danisman
bulunmaz mi?
Birileri size; hükmedenin ‘’Bolu Beyi’’ olmasina ragmen, tarihe geçenin ‘’Köroglu’’
oldugunu söylemez mi?
Neden bir tarafta ‘’üzerine günes batmayan’’ Ingiliz Imparatorlugu varken, tarih ‘’Gandhi’’yi
geçmistir kayitlarina?
Sonuçta Bolu Beyi de, Köroglu da, Sömürgeci Ingiliz Krali da, Gandhi de topragin altina
girmedi mi?Geride hangisi ne birakti ve hangisi yaninda ne götürdü?
Bolu Beyi’nin zulmü miras kalirken sonrakilere ve sonra gelen tüm nesiller lanet okurken
çektirdigi acilara, niye asirlardir Köroglu Türküleri seslendirilmektedir hep bir agizdan?
Hiç mi düsünmezsiniz?
Son bir yildir; 2 sene içinde Ankara’ya transfer olacaginiz, milletin vekili olarak ceylan derisi
koltugunuza kurulacaginiz söylenmekte…
Kimbilir ondan sonra da belki bakanlik koltugu…
Bayindirlik ve Iskan Bakanligi yakisir kanaatimizce.Zira; depremin üzerinden 6 sene
geçmesine ragmen,sehrin göbeginde duran orta hasarli binalar biraz can siksa da; özellikle
Güney sahillerinde hayata geçirdiginiz söylenen oteller ile ‘’imar’’konusundaki
tecrübelerinizi arttirdiginiz herkesin malumu…
Öyle ya; sizin bakanlik yapanlardan neyiniz eksik? Fazlaniz bile var hatta…
Ister misiniz ;sonra da, o rüzgarla beraber, Basbakanlik yolu açilsin önünüzde…
Iyi de; tüm bunlar olsa bile; ortalama insan ömrünün 60-65 sene oldugu ülkemizde, 15-20 yila
Kadar musalla tasinda cemaatin karsisina uzanmak ihtimali sözkonusu…
Istediginiz; yat,kat,para,pul,otel,yalaka ordusu,sak-sakçi kadrosu ile birlikte ömür tüketmek
mi? Yoksa musallaya uzandiginizda ve imam ‘’nasil bilirdiniz?’’ diye sordugunda, cemaatin,
yürekten ve içinden gelerek ve yüksek sesle ve inanarak ‘’iyi bilirdik’’ demesi mi?
Geçen ay, eski bir baskanin ölüm yildönümüydü ve mezari basinda sadece sunlar vardi:
‘’Oglu,karisi,3 komsusu,2 akrabasi,eski partisinden 7 görevli…’’Toplarsan 14 kisi ...
Oysa baskanken; Çark Caddesi’ne çiktiginda etrafini 50 kisi sarardi…Makamina
baglilik bildirmeye hergün 80 kisi gelirdi.Bir köye ziyarete giderken, pesinde 100 araçlik
konvoy olurdu.Cenazesini kaldirali daha 10 sene olmadi ama, bugün mezarina ailesi hariç 7
kisi geliyor dua okumaya…
Gördünüz mü? O da digerleri gibi gitti iste…Ama hayat devam ediyor…
Baskan da olsan,milletvekili de olsan,bakan da olsan, basbakan da olsan,cumhurbaskani da
Olsan,Birlesmis Milletler Genel Sekreteri de olsan; eninde sonunda geleceksin bu halkin
önüne…Ve geldiginde; çevrendeki yalakalar, özel kalem müdürlerin,korumalarin,makamin,
koltugun, kapini asindiran yetim hakki yiyicilerinin ne faydasi, ne de iltimasi yarayacak
isine…
Hoca bize soracak ‘’nasil bilirdiniz’’ diye…
Ve yediginiz haklarimizi,çarçur ettiginiz paralarimizi,tüketmeye çalistiginiz
hayatlarimizi,ehline vermediginiz emaneti,sahsimiza yönelik
hakaretlerinizi,yalanlarinizi,çalinan emekleri düsünerek verecegiz cevabimizi…
Yalakalariniz mutlaka;’’ iyi bilirdik’’ diyerek çikacaklar avludan, ancak belki kabristana bile
Gelmeden, yeni planlar,yeni baglantilar,yeni stratejiler için yeni agababalarinin makamlarina
kosturacaklar…
Ve üçüncü ölüm yildönümünüzde; mezarinizin basinda 3 aile üyesi, 2 komsu, 6 eski mesai
arkadasi olacak…
Peki yazik degil mi?
Ve Sakaryaspor…
Yönettiginiz kuruma bagli bir sirket, seneyi 3 trilyon zararla kapatsa; gazetecilerin karsisina
çikip, o sirketin genel müdürü için; ‘’kendisi basarilidir,arkasindayiz,dimdik
ayaktayiz,söylentiler art niyetli’’ der misiniz? Deseniz bile, bilanço apaçik
ortadayken,söylediklerinize kim inanir ki?
Sakaryaspor küme düstükten sonra; atadiginiz memurunuz hakkinda ‘’basarilidir’’ derken
yüzünüz hiç kizarmadi mi?
Hadi memurunuzda istifa edecek kadar dahi görev bilinci yok,peki ‘’azil makami ‘’
kavramindan haberiniz yok mu?’’Necmettin Sert,Sadi Tekelioglu,Hikmet Sevim istifa
ederken,son 3 senede onlarca futbolcu gelip giderken, kurumun basina atadiginiz memurun
hiç mi kabahati olmadi?Olduysa, niye kimse kilina dahi dokunamadi?Yoksa aranizda
bilmedigimiz ve bilmemizi istemediginiz birtakim iliskiler mi sözkonusudur?
Yoksa siz Ankara’ya gittiginizde, bizi,hepimizi,sehrimizi ona mi emanet edeceksiniz?
Ama biz size; basimiza ithal bir sömürge valisini dikerek tüymeniz için oy vermedik ki…
Bu sömürge valisi, bizim sahsimiza yönelik ve ulu orta ve hiç utanmadan ve onlarca iftira atti.
Ve kendisine bu sehrin gazetelerinde, televizyonlarinda,sokaklarinda,kahvelerinde
‘iddialarini-iftiralarini- ispatlama çagrilari yapildiginda, büyük bir piskinlikle inkar etme
yolunu seçmedi mi?
Bu memur; bu takimi göz gore gore küme düsürmedi mi?
Afrika’dan getirdigi ve amatör takimlarimizda zor oynayabilecek kapasitedeki siyahi
futbolculara ve menajerlerine binlerce dolarimizi kaptirmadi mi?
Gökhan Kaba’yi Ç.Rizespor’a bedava kaptirip,1 milyon dolarimizi sokaga atan adam bu degil
mi?
Sampiyon takimin hocasina 1.000 ytl. Maasla super lig teknik direktörlügü teklif eden,
karsisindaki genç adam söylenen parayi begenmeyince, iki kelime konusmadan kapinin önüne
koyan ‘’vefa’’ duygusundan yoksun olan bu adam degil mi?
Düzgün çalisan bir Istiklal Marsi kasedi bulamayarak, 3 hafta üst üste bizi tüm Türkye’ye
rezil eden bu sömürge valisinden baskasi mi?
Sirf gündem saptirmak için Oktay Derelioglu transferini gerçeklestiren ve 2 ay sonra
sözlesmesini feshederek paralarimizi sokaga atan bu memur degil mi?
Sene basinda sattigi futbolculardan gelen milyon dolarlara karsilik,gelen paranin yüzde onunu
harcayarak takim kuran ama, paranin geriye kalan yüzde doksaninin nerde oldugunu
söylemeyen ve seffafligin geçer akçe oldugu günümüzde, eski Sovyet polütbüro zihniyetiyle
paramizin nerede oldugunu açiklamayan bu sömürgeci zihniyeti degil mi?
Yillardir tesislesme adina tek çivi çakmayan, mevcut tesislerin çürümesine sebep olan bu
adam degil mi?
Bu takimin altyapisini tükenme noktasina getiren zihniyet bu adamin zihniyeti degil mi?
Takimi taraftardan koparmak için sistemli bir politika takip eden ve koca sehri biliçli olarak
Sakaryaspor’dan koparmaya çalisan herif bu degil mi?
Taraftarinin hiçbir derdiyle ilgilenmeyen, bilet giselerinde taraftarina çamuru,turnike
kuyruklarinda yagmuru,tuvaletlerinde akmayan musluklari,deplasmanda polis jopunu layik
gören, taraftari kisin ortasinda 800 km. Yolu cami olmayan otobüslerle donarak kat ederken,
kendisi uçakla ulastigi evinde sömine keyfi yapan,içi titremeyen,bu sehrin,bu taraftarin
derdini kendine dert edinmeyen baskasi mi?
40 yilik geçmise söven,asagilayan,hakaret eden bu adamdan baskasi mi?
Birileri bu adam hakkinda yukarida sayilan maddeleri çogaltmaya kalksa, hiç zorlanmadan
sayfalar dolusu madde yazilir zannimizca...
Ve nihayet bugün; boynuna bir atki takip, imaj düzelttigini zanneden ve ’imaj-maker’ini
yesinler’’ dedirterek, söylemekten bikmadigi, bizim dinlemekten gina getirdigimiz yalanlari
gözümüzün içine bakarak söyleyebilen kendisi degil mi?
’’O’nu alacagiz, sununla görüstük, bundan pahali oldugu için vazgeçtik’’...
Galatasaray altyapisindan iki genç oyuncu, üçüncü ligden bir tane daha ve sadece
kamuoyunun tepki vermesini engellemek adina, ismi olan,ancak artik içi geçtigi için
kimselerin yüzüne bakmadigi ve bu sebeple ucuz fiyatli bir söhret eskisi ile yola devam...
Iyi ama biz bu filmi izledik daha önce,yemiyoruz artik...
Kaldi ki; sizden sampiyonluk bekleyen de yok ki...
Bizim talebimiz biraz daha degisik,çünkü biz sizin bildiginiz taraftarlardan degiliz ki...
Biz sadece dürüstlük istedik,dürüstlük istiyoruz ve sadece dürüstlük isteyecegiz...
Mevcut sömürge valisi; göreve basladigi ilk gün; dürüst olmayacaginin isaretlerini
verdi.Aradan geçen yillarda sergiledigi yönetim anlayisi, bizim nasil da hakli oldugumuzu
gösterdi.
Anlatamadigimiz su oldu: Ronaldo,Anelka ve Roberto Carlos’u transfer etsen,bizi
Süper Lig'e çikarsan,ertesi sene Avrupa Kupalari'na katilsan da; Keçi’nin eksigini tamamlamaz ki içimizdeki...
Bizimki biraz degisik bir sevda.Öyle bir sampiyonluk,iki transfer,kupa falan degil pesinde
oldugumuz.Tasidigimiz sevdayi anlamanizi da beklemedik zaten.Ayrica isteseniz de anlayamazsiniz, o da ayri.
Ama anlamasaniz da; saygi duymanizi bekledik...Sadece saygi, o kadar...
Ve sampiyon olursak, zannetmeyin ki; bu öfke yok olur,ortadan kalkar,rüzgar tersten
eser,sehir yönetimi sahiplenir...
Siz sampiyonlukla, 100 seyirci ve iki tane yerel gazeteci kandirirsiniz ancak...
Ey bu sehrin aldigi oylara ihanet edenleri...
Oturdugunuz koltuklarda, sizden önce yüzlerce insan oturdu,geldi-geçti...
Önemli olan, baki kalan bu kubbede birakilacak hos bir seda degil midir?
Sehri için, sevdalisi oldugu renkler için diyar-i gurbete gidenler, elin memleketlerinde
disinden-tirnagindan-,çolugunun çocugunun bogazindan keserek ve bir karinca
kararliligiyla çalisip didinen bu sehrin yigit gençleri,gecesini gündüzüne katarak ugrasip daha
iyiye ulasmaya çalisan Sakaryaspor gönüllüleri çevrenizdeki çemberi daraltmaktadir.
Sizin çapulcu dediginiz, avantaci diye hakaret ettiginiz,bedavaci diye asagiladiginiz adamlarin,
çok büyük ihtimalle yarin bu sehirde heykeli dikilecek...
Ihanet ettiginiz emanet; yarin, olmazsa öbür gün, ama günün birinde,mutlaka bu sehrin gerçek
sahipleri tarafindan geri alinacak.
Ve sizler günün birinde, musalla tasinda bizim önümüze geleceksiniz...
Avluda; inanarak ve içimizden gelerek, ‚’iyi bilirdik’’ demek istiyoruz...
Sanmayin ki;Sultan Süleyman’a kalmayan bu dünya, size kalacak...
Yaptiklarinizi-yapmadiklarinizi sermaye diye koyup cebinize,siz de gideceksiniz daha önce gidenlerin yanina...
Bu sehrin tarihine, adinizin ne sekilde yazilacagina karar verecek olanlar sizlersiniz...
Ya Köroglu misali anilacaksiniz gelecek kusaklar tarafindan, ya da zalim "Bolu Beyi" gibi...
Ey sehr-ül emin!!!
Bu sömürge valisini al artik basimizdan!!!...
CELL-O GO HOME!!!